NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
114 - (369) قال
مسلم: وروى
الليث بن سعد
عن جعفر بن
ربيعة، عن
عبدالرحمن بن
هرمز، عن عمير
مولى ابن عباس؛
أنه سمعه يقول:
أقبلت
أنا
وعبدالرحمن
بن يسار، مولى
ميمونة، زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم. حتى
دخلنا على أبي
الجهم بن
الحارث ابن
الصمة
الأنصاري.
فقال أبو الجهم:
أقبل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم من
نحو بئر جمل.
فلقيه رجل
فسلم عليه.
فلم يرد رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
عليه. حتى
أقبل على الجدار
فمسح وجهه
ويديه. ثم رد
عليه السلام.
[ش
(أبي الجهم)
هكذا هو في
مسلم. وهو غلط.
وصوابه ما وقع
في صحيح
البخاري
وغيره: أبو
الجهيم. (من نحو
بئر جمل) أي من
جانب ذلك
الموضع. وبئر
جمل موضع بقرب
المدينة].
{114}
Müslim derki: Leys b.
Sa'd, Cafer b. Rabîa'dan, o da Abdurrahman b. Hürmüz'den, o da İbni Abbas'ın
azadlısı Ümeyr'den naklen rivayet ettiki, Abdurrahman Umeyr'i şöyle derken
işitmiş.:
«Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'in zevcesi Meymune'nin azadlısı Abdurrahman b. Yesar ile ikimiz
geldik ve Ebu Cehm b. Haris b. Sımmete'l-Ensarî'nin yanına girdik. Ebu Cehm
şunu söyledi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bi'r-i Cemel tarafından
geldi, kendisine bir adam rast gelerek selam verdi, ise de; Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hemen onun selamını almadı: (Oradaki) bir duvara
varınca yüzüne ve ellerine mesh etti, sonra selamı aldı.
İzah:
Bu hadisi Buharî
«Kitabü't-Teyemmüm» de Ebu Davud, ile Nesai'de «Kitabü't-Tahare» de tahric
etmişlerdir.
Müslim'in bütün
rivayetlerinde bu hadis burada olduğu gibi Müslim'le Leys'in arası münkatı'
olarak rivayet edilmiştir. Böyle hadislere muallak denildiğini kitabın
mukaddimesinde görmüştük. Müslim'in Sahih'inde ondört yahut oniki münkatı'
hadis vardır.
Bu Hadisin senedindeki
Abdurrahman b. Yesar hata olarak zikredilmiştir. Doğrusu Abdullah b. Yesar'dır.
Buharî, Ebu Davud, Nesai ve diğer hadis imamları onu doğru olarak Abdullah b.
Yesar diye rivayet etmişlerdir. Kaadî Iyaz
«Sahih-i Müslim'in bizim rivayet ettiğimiz Semerkandî tarîkında bu isim
Abdullah b. Yesar şeklinde doğru olarak tesbit edilmiştir. Bunlar dört
kardeştir. Abdullah, Abdurrahman, Abdülmelik ve Meymune 'nin azadlısı Ata' »
diyor. Yine bu hadîsteki Ebu Cehm ismi hatadır. Doğrusu Buhari ile diğer Hadis
İmamlarının tesbit ettikleri vecihle Ebu Cuheym'dir. Aynı ismi Müslim dahi «Esma'ül
Rica'I» nam eserinde Ebu Cüheym şeklinde tesbit etmiştir. Bu zatın ismi
Abdullah'tır. Namaz kılanın Önünden geçmenin hükmüne dair hadîs rivayet
etmiştir. Tam ismi Abdullah b. Haris b. Sımmete'l.-Ensarî 'dir. «Hamisa»
hadîsinde ismi geçen Ebu Cehm başkadır. Bi'r-i Cemel, Medine'ye yakın bir yerin
ismidir.
Hadîs-i Şerif Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in o defa su bulamadığı için duvardan teyemmüm
ettiğine hanılolunmuştur. Çünkü su bularak onu kullanmaya kadir olan kimseye
teyemmüm caiz değildir. Bu hususta namaz vaktinin daralmasının da bir te'siri
yoktur. Vakıa Şafiilerden Beğavi bazı Şafiiyye ulemasından naklen vakit
daralınca teyemmüm ederek farz namazın kılınacağını sonra abdest alarak o
namazın kaza edileceğini söylemişse de bu kavil Şafiiler arasında ma'ruf ve
makbul değildir. Onlara göre vaktin daralması sebebiyle bayram ve cenaze
namazları için bile teyemmüm edilemez. Hanefîler'e göre cenaze ve bayram
namazları için yetişememek endişesiyle su bulunduğu halde dahi teyemmüm caiz
olduğunu az yukarıda görmüştük.